dikkat eksikliği 7

Zihin, bilincin, algılama ve düşünme görevini yerine getiren bir bölümdür. Dolayısıyla, bilgiler arasındaki bağlantıyı zihin aracılığıyla kurarız. En sağlam öğrenmeler, beyine yeni gelen bilgiyle önceki bilgilerin arasında kurulan bağ ile sağlanır. 

Zihin, bilincin, algılama ve düşünme görevini yerine getiren bir bölümdür. Dolayısıyla, bilgiler arasındaki bağlantıyı zihin aracılığıyla kurarız. En sağlam öğrenmeler, beyine yeni gelen bilgiyle önceki bilgilerin arasında kurulan bağ ile sağlanır. Çocuğunuz derslerde öğretilen yeni bilgileri önceki bilgilerin üzerine ekliyor mu, yoksa yeni bilgi herhangi bir çağrışım yapmadan, önceki bilgilerle ilişki kurulmadan öylece havada mı asılı duruyor?

Bilgi beyine geldiğinde, ilgili bölümlere hemen sinyaller gönderilir. Aktif bir zihin, bilgiyi aldığında bu yeni bilginin bir şeyler hatırlatmasına, çağrışımlar oluşturmasına imkan tanır. Örneğin, öğretmen II. Dünya Savaşı’nı anlatırken öğrencinin beyni otomatik olarak I. Dünya Savaşı’nı, sömürgecilik kavramını, petrol üzerine yapılmış pek çok savaşı (Irak işgali gibi), savaşlar yüzünden yaşanan insani dramları, diktatörlük kavramı gibi birçok konuyu düşünmeye başlar. Aktif zihinli öğrenciler, yeni bilgiler aldıklarında beyinlerinde birkaç ışık birden yanar, böylece öğrenme çok kaliteli olur ve bilgiler beyinde sağlam bir yer bulur.

Pasif zihin, dikkat sorunu olan öğrencilerde sıkça rastlanan bir sorundur. Örneğin, öğretmen Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u anlatırken öğrenci sınıfta otururken büyük bir can sıkıntısı içindedir. Zihin, şair Mehmet Akif ile başka bir şairi, Kurtuluş Savaşı’nı, Türkiye’nin kuruluşunu veya şahsen tanıdığı insanları Mehmet Akif ile ilişkilendiremez. Hatta adı Mehmet Akif olan öğretmeniyle şair Mehmet Akif arasında bile bir çağrışım kuramaz. Şair Mehmet Akif, çocuğun beyninde pazartesi sabahı, cuma okul çıkışı okuduğu ‘İstiklal Marşı’nı yazan kişi olarak bile bir çağrışım yapmaz. İlgisiz, alakasız da olsa hiçbir bilgi başka bilgiyle bağlanamaz (ya da çok zayıf bir bağlantı kurulabilir). İşte bu durum, öğrencinin dersleri anlamasının temel sorunu olabilir ve maalesef öğrenci bile bunun farkında değildir.

Aktif zihinli olmak, otomatikleşmiş bir beceridir. Pasif zihinli olan çocuklara bu beceriyi kazandırmak önemlidir. Kendi kendilerine “Bu bilgi neye benziyor?”, “Zihnimdeki hangi bilgiye yakın?”, “Bu yeni bilgi bana neler hatırlatıyor?” gibi sorular sordurulmalı, bu sayede çocuklar beyinlerinde bağlantı kurma becerisini kazanmalıdırlar.

Örneğin; Pomelo, turunçgillerin en büyüğüdür. Kabuğu çok kalın ama yumuşaktır ve kolay soyulur. Meyvesinin rengi açık sarıdan mercan kırmızısına kadar değişir, sulu ya da hafif kuru olabilir. Baharatlı güzel bir tadı olabileceği gibi ekşi ve buruk bir lezzeti de olabilir.

Yukarıdaki açıklamaya göre, pomelo suyunu portakal suyuyla karıştırmazsanız tat güzel olur mu? Bir tahmin yapabilir misiniz?

Önceki bilgilerle şimdi anlamaya çalışalım. Bu bilgi neye benziyor? Zihnimde hangi bilgiye yakın? Bu yeni bilgi bana neler hatırlatıyor?

Muhtemelen pomelonun greyfurdu büyüğü bir meyve olduğunu anlamışsınızdır. Peki, bu meyve nasıl bir meyvedir? Resmini yapabilir misiniz? En azından gözünüzde canlandırabilir misiniz? Evet, gözünüzde canlandırdıysanız sayfa 31’e bakabilirsiniz. Sayfada pomelo meyvesinin resmi var, gözünüzde canlandırdığınıza benziyor mu? Muhtemelen benziyordur.

Peki, yukarıdaki sorunun cevabı nedir: “Pomelo suyu portakal suyuyla karıştırılıp içilirse çok lezzetli olur”. Bu soruyu nasıl bildiniz? Yaz tatilinizde Afrika’ya gidip pomelo suyu mu içtiniz? Eğer daha önce pomelonun adını bile duymamışsanız, size verdiğimiz tanımdan yola çıkarak bu soruları nasıl cevapladınız?

Tabii ki beyniniz, verilen tanımı çok iyi bildiğiniz greyfurtla bağlantı kurarak anladı.

İşte aktif zihin, yeni gelen bilgi ile önceki bilgiler arasında çok ve güçlü bağlantılar kurarak öğrenmeyi kalıcı hale getirir. Öğrencilerimizden de beklentimiz, zihinlerine gelen yeni bilgiyi seri bir şekilde işleyip, önceki bilgilerle bir araya getirip öğrenmeyi anlamlı kılmalarıdır. Ebeveynler ve öğretmenler, çocuklarından/öğrencilerinden, yeni öğrendikleri bilgiyi önceki bilgileriyle ve hayatta karşılaştıkları tecrübelerle bağdaştırmalarını isteyebilir ve bu alışkanlık küçük yaşlardan itibaren kazandırılırsa çok daha verimli olur. Ayrıca çocuğunuzun zihnini makul miktarda aktifleşmesi için kitabın ikinci kısmında birçok egzersiz yer almaktadır. Bu egzersizler sayesinde çocuğunuzun zihnini aktifleştirebilirsiniz.
Bir de çok aktif bir zihin var ki akıl almaz! Zihne gelen neredeyse tüm bilgi parçacıkları bir dizi çağrışım yapar ve zihni özgürce dolaştırır. Örneğin, öğretmen coğrafya dersinde denizlerden bahsetmiştir. Denizlerin iklim üzerindeki etkisini anlatıyordur. Öğrencimiz Cem’in aklına birden yaz tatilinde denizde yüzdüğü gelmiştir. Öğretmeni denizin iklim üzerindeki etkisini anlatırken Cem, suya dalış yapma anını düşünüyor, denizde jet ski ile yaptığı turu, kumsalda arkadaşlarıyla oynadığı plaj voleybolunu hayal ediyor, kaldıkları otelin leziz yemekleri aklına geliyor, sonra akşamki animasyonların eğlencesini düşünürken Cem irkiliyor: Zil çalmış.

Böylesine serbest uçuşa geçen düşünce biçimi, dikkati dağınık olan çocuklarda sıkça görülür. Bu tür hayalperest çocuklar sorulduğunda kimsenin aklına gelmeyecek orijinal cevaplar verirler. Çünkü beyinleri, bedenlerinden ayrılmıştır. Değişik dünyalara dalış yapmışlardır. Bu durumda zihinleri güzel çağrışımlar yapar. Bu tip çocukların verdikleri enteresan cevaplar, anne babaları ve öğretmenleri şaşırtır ve onlara “Zeki bir çocuk, çalışsa çok başarılı olur!” etiketini yapıştırırlar. Oysa durum tam da böyle değildir. Bu tip çocuklar zeki olabilir; ancak çalışarak değil, dikkatlerini toplayarak başarılı olurlar. Yani yukarıdaki önermeyi şu şekilde değiştirmek daha doğru olur: “Zeki bir çocuk, dikkatini toplarsa çok başarılı olur!”



Arayınız...
Verified by ExactMetrics